Luppo yiyen işverenmiş

Luppo yiyen işverenmiş

Luppo yiyen işverenmiş

Geçen hafta işsiz olduğunu öğrendiğim 'luppo yiyen adam' için üşenmeyip, oturup köşe yazısı yazmıştım. Yazımda da Şölen grubunu bu işsiz olan arkadaşa, kendilerinin reklamını yaptığı dolayısıyla en azından ödüllendirilmesi gerektiği yönünde çağrıda bulunmuştum. İşte o işsiz sandığımız Luppo'cu meğer işyeri sahibiymiş, iyi mi?

Bu linç kültürünün karşısında olduğumu her fırsatta söylüyorum. Hiçbir gerekçe tek bir kişiye binlerce birikerek saldırmayı meşru gösteremez. Sizi bilmem de ben yakın tarihi iyi okumuş; Maraş olaylarını, 1971 ve 1980 darbeleri öncesi sokaklarda yaşananları ağlaya ağlaya kitaplardan takip etmiş birisiyim. Sivas'ta 35 kişi canlı canlı ve tekbirler eşliğinde yakılırken, televizyona boş gözlerle bakmış ve 2 hafta kendisine gelememiş bir adamım. Şimdi o bizim kültürümüze yaklaşmayan linci sosyal medyaya taşıyan 3. kuşaklara da bu yüzden tepki gösteriyorum.

Lince uğrayan Luppo'cuyu Şölen grubu yetkilileri arayıp bulmuşlar. Marketing Türkiye adlı reklâm dünyasının en önemli temsilcilerinden birine açıklamalarda bulunan Şölen yetkilileri, sözkonusu kişinin bayağı bildiğin iş yeri sahibi bir işadamı olduğunu ortaya çıkarmışlar. Üstelik Şölen yetkilileri, Luppo satışlarının sanıldığı kadar artmadığını da savunuyorlar.

Yani tamam, kabul. Adam işsiz değilmiş. Ancak sevgili Şölen yetkilileri... Bu satışın artmadığı savunması nasıl savunma şeklidir? Marka tutundurması diye bir kavram var. Üstelik açıklamayı sıradan bir yere de yapmamışsınız. Türkiye'de bir Media Cat var bir de Marketing Türkiye var zaten bu işlerin uzmanı olan... Şimdi bu açıklamayı yaptığınız sevgili Marketing Türkiye uzmanları, sizin "artmadı" diye düşündüğünüz Luppo satışlarının kısa bir sürede büyük bir patlama yaşayacağını ve üzerine de sizin "zaten üretimi sınırlı" dediğiniz Luppo'nun "yok" satacağını bilmiyorlar mı? Ben bir adım öteye götüreyim işi; Luppo olarak Şölen olarak büyük bir fırsatı kaçırdığınızın acaba farkında mısınız?

Nasıl bir fırsat mı? Anlatayım...

Böyle bir süreçte gidip adamın aslında işadamı çıktığını söyleyip sonra da ağlak bir biçimde "ama bizim zaten üretimimiz sınırlı zaten satışlar da artmadı" diye açıklama yapmak yerine... Şöyle yapsaydınız:

"Efendim, biz Luppo yiyen adamın işsiz olmadığını bulgulayınca, üstüne işadamı olduğunu farkedince kendisi için düşündüğümüz ödülü, bu süreçte işe gidemediği için bir geliri de olmayan vatandaşlarımıza paylaştırmak istedik. Bunun için de Türkiye'deki tüm muhtarlıklara çam sakızı çoban armağanı ikişer paket Luppo teslim etmeye karar verdik. Muhtarlarımız, işsiz kalmış esnaflarımızdan en azından 2'sine Luppo'muzdan ikram etsinler. Bu süreçte de bizim Luppo markamızı güçlendiren tüm sosyal medya kullanıcılarına da teşekkür ediyoruz. Ekmekle kıyaslanmaması gerektiği yorumlarına katılmakla birlikte, Luppo'nun verdiği enerji ve tokluk hissinin de Şölen grubu olarak arkasında durduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Yeni üreteceğimiz Luppo'lara da bundan dolayı "Bir ekmek değil ama..." ifadesini ekleyeceğinizi duyuyoruz. Luppo bir ekmek değil ama sizi en azından tok tutar, enfes çikolatasıyla da mutlu eder."

Böyle olsun da demiyorum, buna benzer bir iş çıkartılsa iyi olmaz mıydı?

Neyse...

Fırsat kaçtı...

Önümüzdeki maçlara bakacağız belli ki...

17.04.2020 (Ferdi GÜNGÖR )

DİĞER YAZILAR

Ferhat Göçer ile MSG'de ne değişecek?

Yavuz ile Tayfun: Yorum Farkı

Kaftancıoğlu görevden alınırsa...

Teknolojiyle Evlenenler

Levent ve İsmail: Ülkenin Yüzakı

Çocukluğuna İhanet Eden Biz Büyükler

Gerikafalılık ve Çağdaş Trol

Budur Müslümanlık!

Luppo Çağrısı