Libya krizi ve Cezayir girişimi

Cezayir, Libya dosyasında siyasi çözüm yönünde inisiyatif almakta çok geç kaldı. Askeri çözüme karşı çıkıyor ancak Mısır-Körfez-Fransa rolünden rahatsızlığını açıkça belli etmiyor. Sınırlarını ve güvenliğini korumak için Libya yangınının Libya içinde kalm

Libya krizi ve Cezayir girişimi

Bölgesel ve uluslararası güçlerin katılımıyla yerel taraflarca Libya sahasına askeri çözüm seçeneği dayatılmak istendi. Hem askeri seçenek, hem de yine bölgesel ve uluslararası girişimlerle (Cezayir girişimi de dahil) gündeme gelen siyasi çözüm seçeneği krizi daha da derinleştirecek, sorunları dallandıracak ve çözüme ayak diretilmesine neden olacaktır.

Libya krizi bölgesel ve uluslararası tarafların farklı ajandalarla doğrudan veya gizli müdahalelerinin etkisiyle büyük bir labirente dönüştü. Bu, bizlere oradaki durumu "vekaleten yürütülen bir iç savaş" olarak niteleme hakkını veriyor. Aynı zamanda şu uyarıyı yapabiliriz: Libya krizinin özü, Arap Baharı'nı bölgesel ve uluslararası alanda bitirme operasyonuna eşlik eden olayların seyrinden ayrı tutulamaz.

Libya'da askeri çözümün desteklenmesi noktasında temel aktör olan Fransa, tek başına hareket etmesinin kesin başarı getirmeyecek olması sebebiyle doğrudan müdahaleden vazgeçti. Bunun yerine Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Abdullah Sini hükümetinin askeri çözüm ittifakı formülü ortaya çıktı. 

by Zervak Nusayr

Libya sahnesinin askeri çözüme yönlendirilmesi ve bu çözümün desteklenmesi noktasında temel aktör Fransa. Bu ülkenin bakış açısı, Libya krizine öncelikle askeri çözüm bulunması, sonrasında siyasi çözüm dayatılması şeklinde özetleniyor. Zira Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, ülkesinin büyükelçileriyle yaptığı yıllık buluşmasında 'şu an temel endişesinin Libya olduğundan', 'uluslararası bir eylemin gerekliliğinden ve aksi durumda terörün yayılacağından' ve 'seçilmiş hükümetin milislerin silahlarını alması gerektiğinden' dem vurdu.

Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian ise Le Figaro gazetesine ‘Fransa’nın Libya’daki durumu ele alması ve uluslararası toplumu bu ülkenin geleceği etrafında seferber etmesi gerektiğine’ vurgu yaptı; Mali’nin cihatçı tehditten kurtarılması ve demokratik siyasi sürecin başlatılmasıyla son bulan geniş kapsamlı askerî operasyonu hatırlattı ve Mali senaryosunun Libya’da tekrarlanma olasılığına işaret etti. Çad’ı kendisine karargâh edinen Fransız askeri gücünün (Barkhane) etkin bölgesel taraf sayılan Cezayir ve tüm bölge ülkeleriyle koordine şekilde Libya sınırına kaydırılması ihtimalinden söz eden Fransız bakan, 'cihatçıların silah ve saflarını yeniden düzenlemek için yöneldiği Libya’nın güneyinin, teröristlerin buluşma noktası haline geldiğine' dikkat çekti. Le Drian, bu bağlamda ülkenin kuzeyindeki siyaset ve ekonomi merkezlerinin cihatçıların eline düşme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.

Fransa, Cezayir’deki ‘dağınık’ siyasi durumu, Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın desteğini ve katılımını almak için kullanmaya çalıştı. Daha önce de Afrika Sahil Kuşağı'ndaki önemli siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel çıkarlarını korumak amacıyla Mali’nin kuzeyi için benzer bir tutum sergilemişti. Fransa’nın korkusu silahlı grupların, Libya’nın güneyinden hareket ederek Çad ve Nijer’deki istikrarı sarsmak suretiyle kendi çıkarlarını vurmasıydı. Ancak uluslararası kılıf bulmakta başarısız olması, Avrupa’nın desteğine ihtiyaç duyması, Cezayir’in ortaklık veya desteği reddetmesi ve tek başına hareket etmesinin kesin başarı getirmeyecek olması sebebiyle belirli bir süre doğrudan müdahaleden vazgeçti.

Bunun yerine Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Abdullah Sini hükümetinin askeri çözüm ittifakı formülü ortaya çıktı. Bu formül, tam da Cezayir’in 18 Ekim'de Libyalı taraflar arasında diyalog başlatma girişiminin gündeme gelmesinin ardından belirdi. Sini hükümeti, siyasi dosyayla Mısır’ın ilgilendiğini ve Cezayir'in adımından haberi olmadığını gerekçe göstererek diyalog girişimini görmezden geldi. Bu sırada General Halife Hafter de Mısır’ın desteğiyle Ekim ayında Bingazi’de askerî operasyon düzenledi.

Libya’ya komşu ülkeler girişimini üstlenen Mısır rejimi, siyasi ve ekonomik ajandasına hizmet etmesi için ‘terörle savaş’ başlığı altında kendi sorunlarını dışarıya ihraç ederek bir nevi nefes alma imkânı buldu. Mısır’ın bu tavrı, bölgesel ve uluslararası çevrelerin olumlu bulduğu, BM Genel Sekreteri ve Libya Özel Temsilcisi'nin de takdirle karşıladığı Cezayir girişimine darbe olarak görüldü. Dolayısıyla diyalog takvimi ileri bir tarihe ertelendi.

Cezayir, 17 Şubat devriminin başarılı olmasının ardından muğlak bir duruş sergiledi. Bu tutumu nedeniyle birçok Libyalı askeri grup ve siyasetçi, Cezayir'i Kaddafi’yi desteklemekle suçladı. Dolayısıyla Cezayir, kritik tarihî anı yakalayamadı.

by Zervak Nusayr

Cezayir kritik anı kaçırdı

Aslında Cezayir, Libya dosyasında siyasi çözüm yönünde inisiyatif almakta çok geç kaldı. Cezayir’in devrim sırasında Libya'ya dış müdahaleye karşı çıktığı doğru, ancak 17 Şubat devriminin başarılı olmasının ardından muğlak bir duruş sergiledi. Bu tutumu nedeniyle birçok Libyalı askeri grup ve siyasetçi, Cezayir'i Kaddafi’yi desteklemekle (özellikle de ailesini ağırlaması sonrası) suçladı. Dolayısıyla Cezayir, kritik tarihî anı yakalayamadı; rejim, Arap Baharı'nın Cezayir’e geçmesinden endişe etti (özellikle de değişimler Tunus ve Mısır'a yayılmış ve devrim Suriye’de başlamışken) ve bu nedenle Libya’daki durumun sonuçlarını iyi okuyamadı.

Cezayir, Libya devrimi başarılı olduktan sonra bile silahlı unsurlarla köprüler kurmadı, siyasi ve insani adımlar atarak Libyalı siyasetçilerin endişesini gidermedi. Bu adımlarla Libya denklemindeki pozisyonunu düzeltebilirdi. Cezayir, ulusal güvenliğinin kendi sınırlarından değil, Libya’nın içinden başladığını anlayana kadar çok zaman geçti.

Cezayir tüm siyasi ve askeri gruplar arasında silahlı çekişmeyi sonlandıran bir anlaşmaya götürecek ortak bir zemin bulunması için diyalog girişimini başlattı; ki böylelikle çekişmenin halkası genişlemesin, kontrolden çıkıp Afrika’nın kuzeyini karıştırmasın ve tüm Akdeniz’in istikrarını tehdit etmesin.

Ayrıca Libya ile yaklaşık 1.000 km ortak sınırı bulunan Cezayir, askeri müdahaleyi destekleyen Mısır ve Fransa’nın tutumlarının tehlike boyutunu, bunun Libya’da silahlı çekişmenin kapsamını daha da genişletebileceğini gördü. (Özellikle de Mısır ve BAE’nin ‘Onur Operasyonu’ güçlerini desteklemek için Fecr-i Libya güçlerinin mevzilerini bombalaması, Fransa Savunma Bakanı'nın Avrupalıları Fransa’nın ‘aşırı terörist gruplarla’ mücadele etmek amacıyla askeri müdahaleye destek vermeye çağırması, Fransa’nın komşu ülkelerin girişimlerini desteklemek yerine Libya bataklığına ciddi ve kalıcı şekilde batma girişimleri sonrası). Bu gelişmeler Cezayir’in Libyalı tarafların çekişmesine müdahale etmemesi sebebiyle gruplara eşit mesafede duran tarafsızlık kartını ve olumlu pozisyonunu kaybettirdi.

Cezayir, askeri çözüme karşı çıkıyor ancak Mısır-Körfez-Fransa rolünden rahatsızlığını açıkça belli etmiyor. Kendisini bölgesel ve uluslararası eksenler oyununa, güç dengeleri gereği bir tarafı ötekine karşı destekleyerek Libya’nın iç ittifaklarının karmaşıklığına girmek zorunda görmüyor. Sınırlarını ve güvenliğini korumak için Libya yangınının Libya içinde kalmasını istiyor.

Cezayir, kendi girişimi üzerinden savaşın durması ve bir dizi hedefi gerçekleştirecek siyasi bir çözüme varılması için Libya’daki çekişmenin taraflarını diyalog masasında toplamaya çalışıyor. Bu hedeflerin en önemlileri şunlar:

1) Libyalılar arasında diyalog kanalıyla krizin çözümünü teminat altına alacak, anlaşmazlıkların çözümü için silaha başvurulmasının önüne geçecek, Libya’da bölgesel ve uluslararası askeri müdahalenin gerekçelerini ortadan kaldıracak bir yol haritası üzerinde anlaşılması.

2) Devlet kurumlarının inşası, silahlı grupların düşüncelerinin (sınırları aşıp Cezayir’e ve Sahil Kuşağı ülkelerine geçmemesi için) yayılmasının önüne geçilmesi, bu grupların devletin istikrarını tehdit edebilecek iletişim ve lojistik destek sistemi kurmalarının engellenmesi.

3) Silah bulundurmayı ve kullanımını tekeline alacak, bu silahların ortak sınırların kontrol altında tutulması noktasında işbirliği yaparak Cezayir içine akışını engelleyecek güçlü merkezi bir iktidarın kurulması.

Cezayir, askeri müdahaleyi destekleyen Mısır ve Fransa’nın tutumlarının tehlike boyutunu, bunun Libya’da silahlı çekişmenin kapsamını daha da genişletebileceğini gördü.

by Zervak Nusayr

4) Karşılıklı ticaretin yeniden başlaması için Libya’nın güneyindeki halka yönelik ablukanın kaldırılması amacıyla halen kapalı olan kara sınırlarının kısmen de olsa açılması. Gerçi bu ticaret şu an sosyal patlamanın önüne geçmek için güneydeki gelirlerin ana kaynağı olarak görülen kaçakçılık üzerinden yapılıyor. (Örneğin Cezayir’in Gardaya vilayeti)

5) Sınır boyunca seferber edilmiş Cezayir ordusu üzerindeki baskının hafifletilmesi. Ordu, Libya, Tunus ve Mali gibi gerginlik yaşayan ülkelerle olan uzun sınır boyunca tehditlere karşı en üst alarm seviyesine getirildi. Bununla birlikte ordunun (büyük bir bütçeye mal olan) sevkiyatının ve yüzölçümü itibarıyla Afrika'nın en büyük devletinin topraklarına konuşlandırılmasının faturasının düşürülmesi.  

Cezayir ayrıca Tunus’ta anayasa kurumlarının inşasını beklerken bu ülkenin, Libya’da siyasi çözümü ve girişimini destekleyen rolüne bel bağlıyor. Özellikle de Tunus, askeri çözümün sonuçlarını kaldıramayacak güvenlik, ekonomik ve sosyal açıdan bir kırılganlık içindeyken... Tunus ayrıca Libya ile 500 km uzunluğunda ortak sınıra sahip ve ülkesinde 1 milyondan fazla Libyalı sığınmacı barındırıyor; bu nedenle Libya’daki karışıklıkların yükünü güvenlik açısından kaldırması mümkün değil.

Cezayir girişimi, ülke sosyal açıdan bir tıkanıklık, siyasi açıdan donukluk ve ekonomik açıdan bir durgunluk içindeyken gerçekleşiyor. Libya dosyası, özellikle Fransa’nın Afrika Sahil Kuşağı ve Sahra bölgesinde kendi çıkarlarını ve nüfuzunu korumak için sergilediği agresif tutum karşısında aciz bir devlet başkanlığının çekmecesinde duruyor. Libya, bölgede temel eksen oluşturuyor. Bu da uluslararası ve bölgesel şartlarla birlikte Cezayir’in pozisyonunu ve girişimini zayıflatıyor. İç şartlar devlet başkanlığından başlayarak düzeltilmediği takdirde bölgesel ve uluslararası şartlar Cezayir’i kasırganın ortasında bırakacaktır. 

Zervak Nusayr, Cezayirli yazar ve akademisyen. Cezayir Msila Üniversitesi Hukuk ve Siyasal Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi. Birçok araştırması yayımlanan Nusayr'ın, "İmam Seyid Kutub'un Düşüncesinde İslam Şeriatı'nın Amaçları" adlı bir kitabı bulunuyor.

Bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve Al Jazeera'nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

21.10.2016 (Haber Merkezi)

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR